BaÅŸbakan Binali Yıldırım, Çankaya KöÅŸkü'nde büyükelçilere verdiÄŸi yemekte konuÅŸuyor.
Yıldırım'ın açıklamalarından satır baÅŸları ÅŸöyle:
''Dostumuz, müttefikimiz Avrupa, terör örgütleri arasında ayrım yapıyor. PKK'ya gelince müsamahakar, DEAÅž'a gelince müsamahakar deÄŸil. Terör örgütlerinin birini diÄŸerine tercih etmek insanlığa, dünya barışına yapılabilecek en büyük ihanettir. Türkiye bir asimetrik saldırı altındadır. Bir yandan PKK terör örgütü bir yandan DEAÅž bir yandan FETÖ ile aynı anda kapsamlı bir mücadele yapıyoruz.
Fırat Kalkanı ile Suriye'de BaÅŸika'da Irak'ta ve Türkiye'de gerçek anlamdan terör örgütü ile mücadeleyi Türkiye yapıyor. Bunu artık dünya görmek mecburiyetindedir. Bizim amacımız dış politikada dostlukları artırmak düÅŸmanlıkları azaltmak. Bunu yaptığımız zaman hem bölgenin huzurunu istikrarını saÄŸlayacağız aynı zamanda bölgesel barışa anlamlı katkı vermiÅŸ olacağız. Bunun da ötesinde milyonlarca günahsız insanın geleceÄŸini kurtaracağız. Etrafımıza bakalım ateÅŸ çemberi.
Terörün olmadığı yer mi var? Bizde bir olay oluyor 1 gün sonra Avrupa'da oluyor. Terör karşısında güvenli bir ülke yok. Her ülkenin güvenliliÄŸi güvensizliÄŸi aynı konuma gelmiÅŸtir. Bugün bizde yarın sizde. ElbirliÄŸi yapacağız. Teröristleri cesaretlendirecek her türlü hareketten vazgeçeceÄŸiz. Avrupa'nın güvenliÄŸi Türkiye'den baÅŸlar. EÄŸer Türkiye güvenli olmazsa Avrupa da hiç güvenli olmaz.
Özellikle iç siyasetteki belirsizlik seçim dönemi de buna ilave olunca burada bu iÅŸin boyutlarını anlatmak çok kolay olmuyor. Sizlerin sadece resmi temaslarınızla deÄŸil bulunduÄŸunuz ülkelerdeki medyayı diÄŸer paydaÅŸları da araÅŸtırarak ziyaret ederek ikili etkinlikle organize ederek mutlaka bu algı operasyonunu kırmamız lazım.
Irak'la yakın zamanda bir ziyaretmiz oldu aramızdaki yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmaya çalıştık. Ä°srail ile uzun zamandan beri devam eden sıkıntılarımız vardı onu bir noktaya getirdik. Rusya ile uçak krizi ile baÅŸlayan iliÅŸkilerdeki bozulma tamamen ortadan kalktı.
KIBRIS GÖRÜÅžMELERÄ°
Åžimdi Kıbrıs ile ilgili görüÅŸmelerimiz var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Rum Yönetimi arasında görüÅŸmeler devam ediyor. Ada'da adil eÅŸit bir yönetiÅŸim sistemi garanti altına alınmalıdır. Her ÅŸeyin teminat altına alınması lazım. Teminat da Türk tarafı için Türkiye, Rum tarafı için de Yunanistandır. O bakımdan, buradaki görüÅŸmelerin adil ve kalıcı bir barışı birlikte, iki federasyonlu bir devletin dönüÅŸümlü baÅŸkanlığı oluÅŸturacak ÅŸekilde tesis ederek sürdürülmesi en büyük dileÄŸimizdir. Bunun için katkı saÄŸladık, saÄŸlamaya da devam edeceÄŸiz. Tabii burada Avrupa BirliÄŸi geçen sefer olduÄŸu gibi iÅŸin kenarında durmamalı. 2004'teki iÅŸte, Kıbrıs Türk tarafına kazık attılar. 'Bu sefer aynı ÅŸeyi yapmayın' dedik. EÄŸer burada bir çözüm olacaksa, Türk tarafı, Rum tarafı, BirliÄŸin aynı anda üyesi olacaksa bu dörtlü özgürlükten taviz verilmemesi lazım.
AB geçen sefer olduÄŸu gibi iÅŸin kenarında durmamalı. 2004'teki iÅŸte bize kazık attıklar daha doÄŸrusu Kıbrıs Türk tarafına kazık attılar. Bu sefer aynı ÅŸeyi yapmayın dedim. Türk tarafı Rum tarafı birliÄŸin aynı anda üyesdi olacaksa bu dörtlü özgürlükten taviz verilmemesi lazım.
Biz diyoruz ki AB Türkiye'yi üyelik meselesinde bir lütuf olarak görmesin. AB, Türkiye ile daha güçlü hale gelecek. Ama Avrupa'nın gelecek vizyonunu yeniden gözden geçirmesi lazım. Ä°ngiltere niye çıkmaya çalışıyor? AB'de süreçler yavaÅŸladı iÅŸler hızlı yapılmıyor bürokrasi çok fazla hantallaÅŸtı.
Avrupa ülkelerine alınganlığımız ÅŸudur, FETÖ darbe giriÅŸiminden sonra yüksek bir sesle kınamak yerine 'Ya, darbecileri fazla hırpalamayın' demeleri bizim kanımıza dokundu. Böyle bir ÅŸey olamaz. Önce darbeyi hiç tereddüde mahal bırakmadan kınayacaksınız, sonra da Türkiye'nin bir hukuk devleti olduÄŸuna sonuna kadar inanacaksınız. Hukuk dersine Türkiye'nin ihtiyacı yok, Türkiye kendi hukukunu üniversal ÅŸartlar neyi gerektiriyorsa aynı ÅŸekilde uygular.
MECLÄ°S'TEKÄ° ANAYASA GÖRÜÅžMELERÄ°
Biliyorsunuz anayasa deÄŸiÅŸiklik çalışmamız var. Bu çalışma daha önceki anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinden biraz farklı burada biz hükümet sistemini deÄŸiÅŸtiriyoruz. Yani parlamenter sistemden cumhurbaÅŸkanlığı sistemine geçiyoruz. Artık baÅŸbakanlık bakanlar kurulu pozisyonları kalkıyor. Yürütme seçimle iÅŸbaşına gelecek Meclis'in içinden hükümet çıkma dönemi bitmiÅŸ olacak. Bu aÅŸağı yukarı cumhuriyetin kuruluÅŸundan beri yapılan en köklü deÄŸiÅŸiklik.
Yürütmeden erkin tek olması lazım. Bu deÄŸiÅŸiklikle beraber yürütme ile yasamayı aynı anda seçiyoruz. CumhurbaÅŸkanı yani yürütmenin başı ile yasama arasında herhangi bir anlaÅŸmazlık olursa cumhurbaÅŸkanı seçime götürebiliyor ülkeyi.''
