Bursa

Yıldırım Belediyesi'nin ufuk açan eğitimleri sürüyor

Yıldırım Belediyesi, Siyaset ve Medya Akademisi’nin ardından başlattığı Düşünce ve Medeniyet Akademisi ile ilçenin eğitim, kültür ve düşünce hayatına katkı sunuyor.

Yıldırım Belediyesi'nin ufuk açan eğitimleri sürüyor
28-02-2021 17:02

Yıldırım Belediyesi, rutin belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra ilçenin sosyal yaÅŸamını hareketlendirmek ve vatandaÅŸların ufkunu açmak üzere önemli projeleri hayata geçiriyor. Siyaset ve Medya Akademisi’nin ardından DüÅŸünce ve Medeniyet Akademisi de baÅŸladı. 15 hafta sürecek eÄŸitimlerde birbirinden deÄŸerli isimler katılımcılara fikirlerini aktaracak.

DüÅŸünce ve Medeniyet Akademisi’nin ilk konuÄŸu Marmara Üniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Hümeyra Özturan oldu. ModeratörlüÄŸünü Mehmet Fatih Birgül’ün yaptığı programda Özturan, “Ä°slam DüÅŸüncesinde Ahlak” konusunda düÅŸüncelerini paylaÅŸtı.

Özturan, Ä°slam’ın cahiliye toplumunda doÄŸduÄŸunu vurgulayarak, Müslümanların felsefeyle tanışma sürecinin çok daha sonra olduÄŸunu söyledi. Bu sürecin Ä°slam kültür ve medeniyetinin oluÅŸmaya baÅŸladığı döneme denk geldiÄŸini belirten Özturan, Müslümanların felsefeye ilmi bir merakla yöneldiÄŸinin altını çizdi.

Kur’an ve sünnetin, ahlakla ilgili birçok tavsiyeyi barındırdığını ifade eden Hümeyra Özturan, bunların daha sonra tefsir, hadis gibi bir ilim haline geldiÄŸini aktardı.

“TOPLUM VE TOPLUM YÖNETÄ°CÄ°SÄ°NÄ°N ERDEMLÄ° OLMASI ÖNEMLÄ°”

Hümeyra Özturan sözlerini ÅŸöyle tamamladı:

“Yunan eserlerinde vurgulanan temel gaye mutluluktur. Ahlaklı olursan bu dünyada mutlu olursun. Ä°slam eserlerinde ise hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olursun mesajı veriliyor. Bizde de mutluluk vurgusu olmakla birlikte aradaki tek fark bizlerin ahirete olan inancıdır. Åžunu da söylemek gerekiyor. Herkes aklını kullanamaz. Bu felsefe geleneÄŸinde genel bir kabuldür. Herkes erdemi aklıyla kullanabilecek kapasitede olmayabilir. Çünkü insanların çoÄŸu düÅŸünmeyi sevmez. Bu durumlarda erdemli bir topluma ihtiyaç duyarız. Toplum ve toplum yöneticisinin erdemli olması önemli. Erdemli bir siyaset, erdemli bir din.”

Ä°KÄ°NCÄ° KONUK PROF. KÜÇÜKALP

DüÅŸünce ve Medeniyet Akademisi’nin ikinci konuÄŸu ise UludaÄŸ Üniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Ana Bilim Dalı ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Kasım Küçükalp oldu. Prof. Dr. Kasım Küçükalp, ‘Genel Karakteristik BaÄŸlamında Batı DüÅŸüncesi’ konusu hakkında katılımcılara görüÅŸlerini aktardı.

Modern seküler hümanizmin ortaya çıkış süreci ve aydınlanma tecrübesinin akabinde ortaya çıkan Avrupa medeniyeti fikrinin, kendi bilincini inÅŸa etme adına felsefe tarihinde yazdığını belirten Küçükalp, “Ä°lginç bir biçimde ortak yön, nesnellik arayışı, insanlık dışındaki referansların reddi ve özellikle doÄŸa dışı veya ilahi referanslara baÅŸvurmama eÄŸilimi ve tanrıyla, dinle, mitle adeta bunları özdeÅŸleÅŸtiren bir mantık içerisinde mesafeli bir iliÅŸki içerisinde olma pratiÄŸinin inÅŸa edildiÄŸini görmekteyiz. Orta çağın tanımlanması bile aslında, modern olanın kendisini tanımlamak için yaratmış olduÄŸu dini dünya görüÅŸü olarak icat edilmiÅŸ bir düÅŸman öteki inÅŸasıdır” diye konuÅŸtu.

KLASÄ°K VE MODERN BATI DÜÅžÜNCESÄ°NÄ°N BÄ°RBÄ°RÄ°NDEN AYRILDIKLARI NOKTALAR

Temel birtakım karakteristlikler üzerinden klasik ve modern Batı düÅŸüncesinin birbirinden ayrıldıklarını belirten Küçükalp, sözlerini ÅŸöyle tamamladı:

“Modern Batı düÅŸüncesinin, klasik Batı düÅŸüncesinden en temelde ayrıldığı nokta tamamıyla insan deneyimine ve insan aklına indirgenmiÅŸ bir hakikat anlayışına sahip olmasıdır. Yani hümanizm, modern seküler hümanizm. Burada hakikatin aÅŸkınlığı ortadan kalkmış bütünüyle insan merkezli bir hakikat anlayışı merkeze alınmıştır. Modern seküler hümanizm yani varlık, tanrı, eÅŸya, insan dahil olmak üzere her ÅŸeyi öznenin aklına indirgeyen bir düÅŸünme biçimi olarak modern hümanistik bir düÅŸünce ve buna uygun olarak transandantal hakikat arayışının modern düÅŸüncesinin en temel vasfı olarak klasik dünyanın hakikat anlayışından ayırdığını vurgulamakta fayda vardır. Klasik dünyada yeryüzü hiçbir ÅŸekilde kesinlikli bilginin alanı olarak kabul edilmezken, modern düÅŸünce ile birlikte bilgide ve bilimde kesinlik fikri ortaya çıktı. Bedeni itibariyle insan da bir makinedir. Dolayısıyla aynı yasalara tabidir. Bu yüzden niteliksel ayrımların ortadan kalktığı dünyada geriye niceliksel ayrımlar kalacaktır. Bu da nitelikle insanı buluÅŸturan adalet kavramının yerine özgürlük ve eÅŸitlik fikrinin ikame edilmesi ve eÅŸitlikçi bir adalet anlayışının takip edilmesine yol açacaktır. Klasik dünyada bütün bunlara baÄŸlı olarak etik ve politika birbirinden ayrılmazcasına iç içeyken modern dünyada etik ve politika ve diÄŸer alanlar birbirinden net bir ÅŸekilde ayrılacaktır. Modern siyaset felsefesi baÄŸlamında özellikle vurgulamamız gereken temel mesele olarak bu karşımıza çıkar.”

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER