Dışarda en faal günlük ödeme aracı olan çekler, ülkemizde sermaye birikimi ve diğer piyasa & sosyo ekonomik nedenlerle mukayeseli piyasaların aksine vadeli ödeme aracı haline getirilmiştir.
Adli müeyyideler kaldırılıp etkisiz idari müeyyideler getirilince de karşılıksız işlemi gören çeklerin BONOlardan pratikte bir farkı kalmamıştı.
Ancak piyasalarda güven bozulup vadeli satışlarda enstrümanlar azalınca (yine asgari ödemelerde Bankalar büyük riskler alınca) Bankalar ve büyük piyasa aktörlerinin de bastırmasıyla karşılıksız çeklerde tekrar VASITALI YOLLA HAPİS CEZASI kuralları getirildi.
9 Ağustos 2016 tarihinde çıkarılan Kanunla VASITALI biçimde karşılıksız çeklere getirilen hapis cezası önce kafaları karıştırdı.
Şikayet nereye hangi kuruma yapılacak? sorusunun cevabı uzun süre askıda kaldı.
Avukatlar, vatandaşlar şikayet dilekçelerini ne savcılıklar ne de İcra Hakimliklerine verebildiler. Kanun koyucunun metni kötü ele almış olması nedeniyle son durum Kanuna karşı güveni sarsar hale geldi.
Son olarak geçen hafta yeni bir kurum olan İSTİNAF & BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ tarafından ÖRNEK olabilecek bir karar verildi.
Bu karara göre karşılıksız çeklerde şikayet merci İcra Ceza hakimlikleri ve kararı verecek mahkeme ise İcra Ceza Hakimlikleri olacaktır.
Karar özetinde şöyle denmekte ;
Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak,bin beşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, çekin üzerinde yazılı keşide tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve gideri toplamından az olamaz.
Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve icra ve İflas Kanununun 347 vd maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.
Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.
Bu karar sonrası İcra ceza mahkemelerinin artık karşılıksız çek şikayetlerini geri çeviremeyecekleri, Şikayetlerin kısa sürede hapis cezası ile neticeleneceği beklenmekte.
10 Ağustos 2016 sonrasının tarihini taşıyan tüm çeklerin bu kapsama gireceğinde kuşku yok.
Bir de İcra ceza mahkemeleri faizde vs. hangi tarihi esas alacağını bilememekte, yargı gideri faiz hesaplama ile uğraşıp vakit kaybedecektir.
Keşke yasa daha net ve önceden belirlenebilir esaslar getirseydi.
Kararın üst mahkemeler ve AYM nezdinde ilerde ne şekilde değerlendirileceği, iflas erteleme davalarında verilen tedbir kararlarının cezaya etkisi gibi bir çok konuda da tartışmaların devam edeceği muhakkak.
Ancak hiç değilse eldeki kanunun ne işe yaradığı hususunda bir ışık belirdi. Buna da şükür.
Yazımı sonlandırırken geçtiğimiz gün İstanbulda Bursaspor Beşiktaş maçı sonrası yaşanan terör saldırısında yaşamını kaybeden gencecik polislerimiz şehitlerimize rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Katil örgütlerin korkakça eylemleri bu milleti daha bir kenetler biline.
Bizi böyle yıkamazsınız ve kesinlikle yanlış yoldasınız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?