Pek çok yerde ifade etmişimdir. Pek abartmayalım, çok da üzülmeyelim zira Sanayi'de henüz 30-35 yaşlarındayız. Öğrenecek pek çok şey, gidilecek te çok uzun yollar var.
80'lerden önce iğneden yağa temel maddelerde bile ihtiyaçlarımızı ithal mallarla karşılıyorduk. O zamanlar bir kaç büyük ölçekli kamu yatırımı ile Koç, Sabancı gibi önemli ailelerin büyük üretim tesislerini bir yana bırakırsak ancak 80'lerden sonra gelişen sanayi hamleleri, artan sanayi bölgeleri ile Tekstil, Otomotiv, Gıda, Makina, Beyaz eşya ve sair alanlarda başlayan sanayi hamleleri , günümüzde özellikle İstanbul Bursa İzmit Adana Gaziantep gibi şehirlerde önemli sayıda sanayici ve milyonlarca işçi sınıfı oluşturdu.
Başlangıçta da belirttiğim gibi Sanayide henüz birinci nesildeyiz, direksiyonu ikinci nesle vermek üzereyiz. Her ne kadar bu işte de bizi en az yüz yıl sollamış olan Avrupa ve dünyayla ortaklık, konsorsiyum, alım satım ilişkileri standartları çerçevesinde bir çok sektörde sanayie dair davranış standartlarımızı yükseltmiş isek te direksiyon henüz sadece üretime odaklı birinci nesilde olduğu için sair standartlarda hâlâ pek çok sıkıntılar ve ev ödevlerimiz olduğu doğrudur.
Malum, sadece üretmeyi becerebilmekle olmuyor. Sanayiciliğin tüm gereklerini ülkenize, tesisinize oturttuğunuzda bu kez gelişen teknolojiye ayak uydurmakta geç kalmışsanız tren yine kaçmış oluyor.
Biz yine sanayie dönelim.
Bu işin koordinasyonu, markası, patenti, arge si, ürge si , rekabeti, pazarlama gibi daha onlarca mütemmim cüz gerekleri yanında bir de hukuk tarafı var.
Yani, sanayicinin bir de işin hukuk tarafını da sağlam tutması gerekli.
Ticaret kanunumuzda BASİRETLİ TACİR diyorlar işin hukuk tarafını sıkı tutan tacir ve sanayiciye.
Sadece üretmekle, ar-ge ile ur-ge ile diğer gereklerle iş bitmiyor, bu işin hukuk, finans, muhasebe, eğitim olarak uzanan gereklerinde de iyi değilsen kanun deyimi ile basiretsiz sanayici veya tacir oluyorsun.
Sanayide özellikle mavi yaka istihdam kullanan kesimin hele hele metal, makine, kimya gibi tehlikeli işlerle iştigal eden kesimin işin hukuk tarafında da önemli ödevleri söz konusu. En önemlisi de iş kazaları ile meslek hastalıklarına karşı 'tedbirli tacir' olmak malum.
Bu alanda epey Kanun, Yönetmelik gibi belgeler, İş kur' un denetlemeleri , idari cezaları gibi (son zamanlarda ) aşırı olduğu yönünde şikayetlere de maruz kalınan uygulamalar var.
Yanı sıra , sanayicinin mutlak ama mutlak bir ev ödevi daha var. SİGORTA şirketiyle sım sıkı çalışması gereken ve DOSYASINDA EKSİK ETMEMESİ gereken bir ödev.
Evet, işyeri mali Sorumluluk sigortasından bahsediyoruz.
Yangın, sel, makine kırılması, ürün bozulması, taşıma, kasko gibi gerekli diğer poliçelerin önemini zaten biliyoruz. Ama işveren mali sorumluluk sigortası biz hukukçuların en gerekli gördüğümüz önem verdiğimiz türü ve sanayici için olmazsa olmaz olarak nitelendirdiğimiz poliçe.
İşveren mali sorumluluk sigortası, bir işyerinde işverene bir hizmet sözleşmesi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa tabi çalışanların yükümlülüklerini yerine getirmesi esnasında uğrayacağı zararlar için işverene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alan bir sigorta türü, İşverene bir hizmet akdiyle bağlı olarak çalışan, Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi işçiler ve onların hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminat taleplerini, Sosyal Sigortalar Kurumunun sağladığı yardımların üstünde ve dışında kalan tazminat taleplerini, Sosyal Sigortalar Kurumunun açacağı rücu davaları sonucunda, ödeme yükümlülüğü doğan tazminatlar ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretlerini kapsamakta
Yıllarca çalışıp birikimlerinizle büyüttüğünüz işletmeniz, bir kaza sonucu istenmeyen ölüm ve sakatlıklar sonucu aleyhinize açılabilecek tazminat davaları ile Allah korusun iflasa sürüklenebilir ki onlarca örneğini yaşamışızdır.
Poliçenizi yaptırırken hukuk desteği almanızda ve poliçe kloz ve şartlarını diğer riskler yanında günün manevi tazminatlarını kapsayabilecek derinlikte hukuk/dava masraflarını da kapsayacak şekilde düzenlettirmenizde mutlak yarar var. Burada sakın masraftan kaçınmayın üstelik giderinize de işleyebiliyorsunuz.
Poliçesi sağlam işverenlerin aleyhe açılan iş kazası ve meslek hastalıkları maddi manevi tazminat davalarında peşin satıcı karikatür örneğindeki gibi ne kadar rahat olduklarını, poliçe düzenlememiş olanların veya poliçesi düşük/eksik olanların ise bu davalarda ne büyük stresler yaşadıklarını hemen her gün yaşıyoruz.
Saygılarımla.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?