USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Ticari defterler ve yeni yasa tasarısı

18-07-2017

Meclise sevk edilen HMK Yasa tasarısında Ticari defter kullanan şirket Tacir vb. nin ticari defter kayıtlarının delil niteliği ile ilgili önemli bir hüküm var.
Şu anki Mevcut HMK 222. Maddesindeki düzenlemeye göre , her hangi bir ihtilaf / davada diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ticari defterlerini ibraz eden tarafın defterlerindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir.
Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle yaptığı kayıtların, bu kayıtların muhatabı olduğu halde bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir.
Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların 'ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi' hali, madde metninden çıkarılmaktadır.
Kural tersine çevrilmekte ve diğer tarafın ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır.
Madde metni dışına çıkarılan unsurun yerine, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi unsuru maddeye ilave edilmektedir.
Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir.
Tasarı gerekçesini hazırlayanlara göre bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine daha uygun olduğu düşünülmektedir.
Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir.
Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. (tasarı gerekçesi)
Elbette tasarıda da belirtildiği üzere 'defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.'
Yapılacak yasa değişikliğinin ticari defterlerin delil teşkil etmesine dair mevcut düzenlemedeki bir kusuru örteceği aşikar.
Ancak yine de yaraya merhem 'den başka ileri bir faydası olmadığını düşünüyorum.
Ticari alışverişlerde bir taraf diğer taraftan etkin ve kesin teminatlar (teminat mektubu, bankaların her kredi işleminde yaptığı üzere munzam senet, çek ve sair teminatlar) almadığı taktirde, faturalı, irsaliyeli mal teslimleri akabinde çıkan alacağı tahsil edememe, yargı safhasında defterlerin incelenmesi aşamaları uzun, yıpratıcı , riskli ve masraflı aşamalar.
Bir ticari alacağın karara bağlanması Istanbul gibi büyük iller, adliyelerde 5-7 senelik bir süreç haline geldi ise bu işi çözmenin daha geniş perspektif ve boyut gerektirdiğini, daha etkin yasal hükümler gerektirdiğini görmek düşünmek lazım.
Bir çözüm önerisi; YMM incelemesinden geçmiş ticari defter ve kayıtları veya alacak özetlerinin tacirler şirketlerce İİK68/b örneğindeki gibi noterle karşı tarafa gönderilmesi, itiraza uğramamış belgelerin kesin delil sayılması ilkesi, bankalara tanınan 'kıyakların' vergisini veren tacirlere de tanınması gibi yaratıcı bu tür çözümler dava ve aşamaları kısaltabilir, adil yargılama prensibine de daha uygun olabilir.
Yanı sıra yarınlarda hangi çözümleri uygulamak isterseniz fark etmez , bu mahkemeler bu işi yine kaldıramayacaklardır bu nedenle özellikle ticari işlerde tahkimin teşvik edilmesi hatta bir çok halde zorunlu kılınmasından başka çare yoktur.
Derin saygılarımla...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?