Malum, milyonlarca çalışan maalesef bireysel kredilerle yaşamını sürdürmekte.
Veya çılgın tüketim ekonomisi rüzgarına kapılıp bir şekilde borçlanmakta.
Pek çoğu' da bütçe denk gelmediği veya ayak, yorgana göre uzatılmadığı için icrai muamelelere maruz kalmakta.
Bu halden tabii işverenler de sıkıntılı.
Hemen her işveren çalışana gelen maaş haczi yazılarına muhatap olmuştur.
Kalabalık çalışan, kurum haline gelmiş işverenler ise icra müdürlüklerinden gelen maaş haczi yazılarıyla başa çıkabilmek için neredeyse bir veya birden çok eleman çalıştırmak durumunda.
Aman dikkat.
İcra İflas Kanunu 355, 356 ve 357. Madde hükümleri oldukça sert.
Maaş haczi yazısını tebliğ alıp yedi gün içinde cevap verilmedi mi dosya alacaklısının direkt olarak işverene icra işlemi yapma hakkı mevcut.
Yakında verilen bir üst mahkeme kararına göre ikinci yazı gönderilmesi de şart değil.
Cevap vermeyi unuttun mu icra memuru senin kapında yani.
Allahtan sadece yazı tebliğinden sonra kesilmeyip gönderilmeyen tutarla sınırlı bu işlem. Geçmişte tüm borç tutarından işvereni sorumlu tutan memur kararlarına rastlamadık ta değil. İptal edilinceye kadar bir yığın risk ve dava süreci yaşanmışlığı olmuştur.
Üstelik cevap verilmeyen bir ücra müdürlüğü yazısı için kabahatler Kanunu uyarınca ayrıca bir de para cezası ödeme riski var.
Yine işverenler her yazıya verilen cevapta harcanan pul, Avukata verilen ücret, Avukatın her dosya için yapacağı mecburi harç ve harcamalar nedeniyle isyanda.
Bu nedenle iş mevzuatı ve uygulama kararlarına göre sık sık maaş haczine sebebiyet veren çalışanın iş akdinin feshi haklı sebep halini alıyor.
Bu nedenle çalışanlar da bu duruma dikkat etmeli.
Özetle, icra müdürlüğünden gelen maaş haczi gibi yazıların süresi olduğunu ve ucunda bir yığın risk ve sorumluluklar bulunduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
Saygılarımla.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?