USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Geçmişe Yolculuk: Tiran

09-12-2017

Arnavutluk’un en büyük şehri ve aynı zamanda Arnavutluk Başkenti olan Tiran, Osmanlı imparatorluğu tarafından kurulmuş ve yüzlerce yıl Osmanlı himayesinde kalmış. 1912 yılında Osmanlı egemenliğinden çıkan Tiran, Sırp ordusu tarafından işgal edilmiş. 1920 yılında ülke bağımsızlığını kazanmış ve Tiran ülkenin başkenti olmuş.

Tiran, mimari ve gastronomi alanlarında bizim kültürümüze oldukça yakın bir kent. Arnavut Ciğeri, Elbasan Tava gibi tanıdık lezzetleri bulabileceğiniz Tiran gezilecek yerler listesinde de fark edebileceğiniz gibi Osmanlı döneminden kalma yapıları barındırıyor. Komünist dönemin yıkıcı etkisini üzerinden atan kentte ayrıca İtalyan, Sovyet ve Yugoslav esintilerini de görmeniz mümkün.

Tiran’da hem konaklama tesisleri hem de gezilecek yerler ağırlıklı olarak kent merkezinde bulunuyor. Toplu ulaşımın otobüslerle sağlandığı kentte fiyat farklılığından dolayı taksilere binmeden önce pazarlık yapmakta fayda var.

MÜZELER TARİHİ YANSITIYOR

1968’den itibaren şu anki adıyla anılmaya başlanan İskender Bey Meydanı (Skanderbeg Square), kentin merkezi konumunda. Tarihi mekânlara yakınlığı nedeniyle Tiran gezilecek yerler listenizin ilk sırasında yer verebileceğiniz meydanda Arnavutların ulusal kahramanı olan ve Osmanlı’ya karşı ülkesini savunan İskender Bey’in anıtı bulunuyor. Meydan çevresinde ziyaret edebileceğiniz yerlerin başında Ulusal Tarih Müzesi, Ethem Efendi Camii ve Saat Kulesi geliyor.

1981 yılında ziyarete açılan Ulusal Tarih Müzesi, tarih öncesi zamanlardan yakın döneme kadar ülke tarihi hakkında detaylı bilgi içeren bir koleksiyona sahip. Müzenin, tasarımı Enver Faja tarafından yapılan binasında sergilenen bu zengin koleksiyon 8 bölüme ayrılmış. Antik Dönem Pavyonu’nun en geniş koleksiyonu barındırdığı kültürel tesisin girişinde yer alan mozaik, Arnavutluk’un Osmanlı’ya karşı bağımsızlık mücadelesini, komünist dönemi ve günümüzdeki halini anlatıyor.

Ethem Bey Camii’nin inşası 18. yüzyılın sonunda Molla Bey tarafından başlatılmış, 19. yüzyılın ilk çeyreğinde yapıya adını veren oğlu tarafından tamamlanmış. Komünist rejim döneminde yıkılmayan; ancak ibadete kapatılan yapı, 1991 yılında 10.000 kişinin katıldığı bir başkaldırıyla tekrar açılmış. İçerisinde Ethem Bey ve eşinin mezarlarının bulunduğu dini yapının dış cephesi, İslami sanatta ender görülen ağaç, şelale, köprü motifleri işlenmiş fresklerle süslenmiş.

TARİHİ SAAT KULESİ, KÜLTÜREL ANIT…

Uzun zamandır Tiran’ın en büyük şahidi olan saat kulesi, yan tarafındaki caminin tamamlanmasını sağlayan Ethem Bey tarafından 1822 yılında inşa ettirilen Saat Kulesi, 1948’de 1. derece kültürel anıt statüsüne alınmış. 35 metre uzunluğundaki tarihi yapı, ilk yapıldığında üst kısmına Venedik yapımı bir çan monte edilmiş. Her saat başı çalan bu çanın yerine 1921’de Alman yapımı saat düzeneği yerleştirilmiş. 2. Dünya Savaşı’nın ardından restore edilirken saat düzeneği Çinliler’in katkısıyla yenilenen kulenin üst kısmına 90 basamaklı merdivenini çıkarak ulaşabilirsiniz. Yapının üst kısmı kent manzarasını izlemek ve fotoğraf çekmek için ideal.

Opera Binası, günümüzde Arnavutluk Müzik ve Sanat Akademisi tarafından kullanılmakta 1953 yılında kurulan Ulusal Opera ve Bale Topluluğu, 1963’ten itibaren bu yapıda faaliyet göstermeye başlamış. İşçi Partisi’nin verdiği emirle 1959 yılında inşasına başlanan yapı, aynı zamanda Ulusal Kütüphane’ye ev sahipliği yapıyor. Sıklıkla yerel sanatçıların müzik ve dans gösterilerine sahne olan binada uluslararası toplulukların performanslarına da yer veriliyor.

Özgün mimarisiyle dikkat çeken Kültür Merkezi içerisinde düzenlenen kültürel ve sanatsal etkinliklere katılmak için Tiran gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz. 1988 yılında Enver Hoca Müzesi adıyla açılan yapının tasarımını diktatörün kızı ve damadı yapmış. Komünist rejimin yıkıldığı 1991 yılından itibaren günümüzdeki işleviyle hizmet vermeye başlayan bina, Kosova Savaşı sırasında NATO ve insani yardım kuruluşları tarafından üs olarak da kullanılmış. İnşa maliyeti nedeniyle Arnavutluk tarihinin en pahalı binası olarak anılan binanın bir kısmında yerel bir TV kanalı faaliyet gösteriyor.

BLOK MAHALLESİ, SOSYAL HAYATIN MERKEZİ

Piramit’in hemen yanında bulunan Barış Çanı, sahip olduğu anlam nedeniyle Tiran’da görülmesi gereken yerlerden biri. Geçmişin hatırlatıcısı olan çanın yapımında yüzlerce masum insanın hayatını kaybettiği 1997’deki iç savaş sırasında harcanan mermilerin kovanları kullanılmış. Üzerindeki işlemeleri ölümle yaşam arasındaki zıtlığı vurgulayan eserde savaşın yarattığı acılar ve barışın önemi vurgulanmak istenmiş.

Komünist rejim döneminde sadece politbüro üyelerinin girmesine ve ikametine izin verilen Blok Mahallesi,  günümüzde kentin sosyal hayatının merkezi haline gelmiş. Kent merkezinden 10-15 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz mahalle, rengârenk boyanmış apartmanları sayesinde oldukça ilgi çekiç. Bu bölgede keyifli saatler geçirip, lezzetli yemeklerin tadına bakabileceğiniz çok sayıda restoran, kafe ve bar bulunuyor.

Kent merkezinin güneyinde yer alan Büyük Park yerel halkın karmaşadan kaçıp, huzurlu vakit geçirmek için kullandıkları bir yeşil alan. Ortasında yapay gölün bulunduğu park içerisinde yürüyüş yaparken St. Procopius Kilisesi’ni, Tiran Başkanlık Sarayı’nı ve Arnavutluk tarihinin önemli şahsiyetlerine adanmış anıtları ziyaret edebilirsiniz. 1955-1956 yılları arasında Bulgar menşei bir plana sadık kalınarak inşa edilen parkın güney çıkışı yakınında ise hayvanat bahçesi ve botanik bahçesi yer alıyor. Keşke güzel Bursa’mızda da böyle bir park olsa. (Doğanbey’in yerine süper olur.)

EFSANE LİDER ENVER HOCA ANITI

Dajti Dağı, sahip olduğu doğal güzellikler nedeniyle 1966 yılında milli park ilan edilmiş. Zirvesinin 1.613 metrelik Ramno Tepesi olduğu dağ, kışın karla kaplı olduğu için bu hava olayını nadiren görebilen kent halkı tarafından yoğun bir şekilde ziyaret ediliyor. Ağaç ve hayvan çeşitliliği açısından zengin olan milli parkta doğa yürüyüşleri sırasında görebileceğiniz çok sayıda kanyon, şelale, mağara ve göl bulunuyor. Tarih öncesinde bölgeye gelen yerleşimcilerin kurdukları sivil ve askeri alanlar ise yakın zamanda keşfedilmiş.

Komünist rejimin son lideri olan Enver Hoca Mezarı, 1985’te vefat etmesinin ardından ilk olarak Ulusal Şehitler Mezarlığı’ndaki Arnavutluk Ana Anıtı ile Qemal Stafa’nın mezarı arasına gömülmüş. 1990’lı yılların başında yaşanan devrimin ardından ülke tarihinde onurlu bir yere sahip olmadığına ve mezar yerinin değiştirilmesine karar verilmiş. Günümüzde Enver Hoca Mezarı, kentin kamuya açık ana mezarlığında yer alıyor. Mezarı, kırmızı renkli mermerleri sayesinde kolayca fark edebilirsiniz.

Balkanların birçok yerinde olduğu gibi burada da bir Bektaşi tekkesi görmeniz mümkün, kent merkezinin kuzeydoğusunda yer alan Bektaşi Dünyası, mimari açıdan özgün büyük bir tekkeden oluşuyor. Giriş katında Bektaşi düzenini anlatan bir müzenin ve hediyelik eşya dükkânının bulunduğu tekke, 1925 yılında kurulmuş. İç kısmı tavandan tabana mermer mozaiklerle kaplanmış olan yapı, günümüzdeki görünümünü 2015 yılında gerçekleştirilen kapsamalı yenileme çalışmalarının ardından kazanmış.

GENİŞ MUTFAK KÜLTÜRÜ VAR

Alışveriş tutkunlarının uğrak yerlerinden biri olan Myslym Shyri Caddesi, kentin en canlı bölgelerinden biri. İskender Bey Meydanı’na yürüme mesafesindeki cadde üzerindeki dükkânlarda seçkin markaların mağazaları hizmet veriyor. Modern olanaklara sahip konaklama tesislerinin bulunduğu cadde eğlence ve yeme-içme olanakları açısından da gezginleri memnun eden pek çok mekânı barındırıyor.

Tiran gezilecek yerler bitmek bilmiyor, eğer vaktiniz olursa; Kemal Stafa Stadyumu, Tiran Kalesi, Bunk’ Art Müzesi, Tanner Köprüsü, Ulusal Arkeoloji Müzesi, Ulusal Kütüphane, Tiran Mozaikleri ve Sali Shijaku Geleneksel Evi’ni de gezebilirsiniz.

Arnavut mutfağı, mutfak kültürleri içerisinde güzel bir yere sahip. Arnavutluk yemekleri dediniz mi buna elbasan tavayı katmadan olmaz. Arnavutluk’un meşhur yemeklerinden biri olan elbasan tava, Tiran’da ne yenir sorusunun bana göre ilk cevabı oluyor. Arnavut ciğeri, arnavut böreği, samsa, papara en güzel tatlardan. Genel olarak bilindik Arnavutluk yemeklerine biraz daha yöresel ilave edersek arnavut ciğerinin daha sulu bir ciğer olarak servis edildiği fergese, bir tür krem karamel olan kaymaçina, lazanya krep kırması bir yemek olan petla, patlıcan oturtmasına benzeyen Arnavut çullaması gibi yemekler, Arnavutluk’un meşhur yemekleri arasında yer alıyor. Trileçe fırtınası Türkiye’yi sarmışken, Balkanların bu meşhur tatlısını Tiran’da da mutlaka tadın.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?