USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Brüksel Kargası'ndan

16-11-2018
Türkiye'nin Avrupa ile ortak hareket girişimi, yarım asır önce, 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu'yla ortaklık anlaşması imzalayarak başladı. 1987 yılında ise Avrupa Birliği'ne tam üyelik için başvurdu. Başvurusunun resmi olarak aday statüsü kazanması 12 yıl daha aldı. 2005 yılında ise tam üyelik müzakerelerine başlandı.
Müzakerelere başlamak, Avrupa Birliği kriterlerine uyumlu hale gelmek için işbirliği sürecinin başlaması anlamına geliyor. Müzakere fasılları 35 başlık altında toplanıyor:
 

1) Malların serbest dolaşımı
2) İşçilerin Serbest Dolaşımı
3) İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi
4) Sermayenin Serbest Dolaşımı
5) Kamu Alımları
9) Mali Hizmetler
10) Bilgi Toplumu ve Medya
11) Tarım ve Kırsal Kalkınma
12) Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı
13) Balıkçılık
14) Taşımacılık Politikası
15) Enerji
16) Vergilendirme
17) Ekonomik ve Parasal Politika
18) İstatistik
19) Sosyal Politika ve İstihdam
20) İşletme ve Sanayi Politikası
21) Trans-Avrupa Ağları
22) Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu
23) Yargı ve Temel Haklar
24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik
25) Bilim ve Araştırma
26) Eğitim ve Kültür
27) Çevre
28) Tüketicinin ve Sağlığın Korunması
29) Gümrük Birliği
30) Dış İlişkiler
31) Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası
32) Mali Kontrol
33) Mali ve Bütçesel Hükümler
34) Kurumlar
35) Diğer Konular
 
Bugüne kadar üye olan bütün ülkeler bu süreçten geçtiler. Sistemlerini, dahil olmak istedikleri Avrupa Birliği ailesinin kriterlerine uyarladılar. Bu süreçte, Avrupa Parlamentosu düzenli olarak ilerleme raporu hazırladı. Ta ki aday ülke tam üye olana kadar..
 
Aynı süreç Türkiye için de geçerli ve Avrupa Birliği üyesi olabilmek için aşılması gerekiyor. Avrupa Parlamentosu, Türkiye için de düzenli olarak ilerleme durumunu değerlendiriyor ve bir rapor hazırlıyor. Türkiye için raportör olarak Hollandalı parlamenter Kati Piri görevlendirilmiş. Aslında konu oldukça teknik..
 
Ancak, Türkiye bir türlü Avrupa Birliği ile aynı çizgiye gelemiyor. Hal böyle olunca, rapor yayınlandığında karne günü evde kıyamet kopması gibi bir durum yaşanıyor.Dün taslağı yayınlanan 2018 raporunda da durum farklı değil. Halbuki kışın geleceği sonbaharın yağmurlu ve fırtınalı günlerinden belliydi..
 
Bundan bir ay kadar önce, Avrupa parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri'nin,  Avrupa Birliği'nin  70 milyon Avro'luk destek fonunu kesmesiyle ilgili neler dediğini hatırlamakta fayda var. Avrupa Parlamentosu stüdyolarından yayın yapan tek Türkçe program olan Brüksel Kargası'nın yapımcısı ve sunucusu Kenan Erer, Kati Piri'ye bunu sormuştu:
 
Kenan Erer: Çok yakın bir zaman önce,  70 milyon Avro değerinde bir fon kesintisi haberi geldi. Türkiye'deki insan hakları ihlallerine karşı böyle bir kesinti yapılacağı söylendi. Bu şekilde mi Avrupa Birliği Türkiye'deki insan hakları ihlallerinin önüne geçmeyi hedefliyor?
 
Kati Piri: Buna bir yaptırım diyemem, ancak açık olalım. Avrupa Birliği fonundan bahsettiğimiz zaman, bu kimin parası? Brüksel'in parası değil. Avrupa Birliği vatandaşlarının parası; sıkı bir şekilde çalışarak vergi ödüyorlar. Bu paranın bir kısmı, Türkiye gibi katılma sürecinde olan ülkelerin Avrupa Birliği'ne daha yakın hale gelmesine yardımcı olmak için kullanılıyor. Şu anda sadece Parlamento’da değil, aynı zamanda Avrupa Komisyonu’nda, ve inanıyorum ki birçok Avrupa Birliği vatandaşları da bu değerlendirmeye katılıyor; Türkiye’nin son yıllarda Avrupa'dan daha da uzaklaştığını gördük. Özellikle yargının bağımsızlığı, insan haklarına saygı, özgür basına saygıya gelince, ülkede net bir gerileme gördük. Dolayısıyla mantıklı olan şu ki, bize Avrupa vatandaşları tarafından verilen parayı dikkatli kullanmalıyız. Ülkede işler doğru ilerlerken teşvik etmek gerektiğini düşünüyorum. Ancak Türkiye’de insan haklarıyla ilgili konuların doğru ilerlemediğini hissettiğimiz zaman da bir işaret göndermeliyiz.
 
Röportaj:
 
Evet, buzdağının ucu aslında Avrupa Parlamentosu raportörünün açıklamalarıyla kendini göstermişti. Şimdi ise ileriye bakmaktan başka çare yok. Bu amaçla da yeni raporu iyi okumak...
 
Biz Brüksel Kargası'nın Kati Piri ile özel olarak gerçekleştirdiği Türkiye Raporu programını izlemeye devam edeceğiz. Siz de bu kanala abone olarak gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
 
Sevgiyle kalın.
 
Yüksel Çilingir
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?