Pek çok yazımızda irrdelediğimiz üzere, çekler sınai mali tricari dünyanın en önemli ödeme hatta borçlanma araçları.
Mali piyasada yaşamsal öneme sahip olan çekler hakkında bilinmeyenleri ve çok önemli yeni gelişmeleri bu köşeden aktarmaya devam edeceğiz.
Önemine binaen karşılıksız çeke dair cezai düzenlemeleri birkaç anımsama paragrafı ile tekrar özetleyelim.
Yaklaşık 3 yıl önce, Ağustos 2016'da çıkan 5941 sayılı yasa ile özetle süresinde karşılıksız kaşesi basılmış çekler için sonucu hapisle noktalanacak müeyyideler getirilmişti.
Doğrudan hapis cezası yok ancak faizsiz masrafsız karşılıksız çek ana para miktarı kadar para cezası ve bu ceza süresinde devlete yatırılmaz ödenmez ise hapse dönüşüyor. Şikayetten vazgeçme her zaman mümkün ve şikayetten vazgeçme anında ceza düşüyor.Parayı devlet alınca ceza yine düşüyor. Uygulamada şikayetçiye belli miktar önerilip ödeniyor ve ceza davaları bu yolla düşürülüyor.
Geçen sürede yerleşen içtihatlara göre çeki bankaya ibraz eden son ciro sahibi için üç ay, diğer aradaki cirantalar içinse bir yıllık hak düşürücü bir şikayet hakkı söz konusu. Bu süre geçti mi ceza davası açılamıyor.
Dava İcra ceza mahkemelerinde görülüyor. Başlangıçta süratle görülen davalar son bir iki yılda yine mahkemelerdeki yığılmalar neticesinde bir iki yıla hatta daha fazla sürelere yayılacak şekilde uzamaya başladı bile.
Verilen kararlar aleyhine sadece BAM ( Bölge Adliye Mahkemesi) nezdinde istinaf itirazı söz konusu iken yine verilen yeni sayılacak bir kararla başlangıçta mahkeme sanık lehine cezasızlık kararı vermiş ve BAM tarafından itiraz üzerine ceza kararı veriliş ise sanığın Yargıtay nezdinde temyiz hakkı tanınmış oldu. Daha sonra mevzuatta da buna uygun düzenlemeler yapıldı.
Geçmiş bi yazımda değindiğim gibi Kanun önemli bir açıkla, bana göre bir sakatlıkla çıkmış durumda ve suistimal hamleleri de beklediğim gibi hemen geldi. Karşılksız çeki düzenleyen şirket imzacı veya şirket sahibine ceza yok, çekin vurulduğu andaki şirket yetkilisine var. Bunu fırsat bilen pek çokları da çek tarihleri ileri vadeli olduğundan şirketten ayrılıp zaten borca batak olan şirket yetki ve hisselerini birilerine menfaat karşılığı devretmekle işini çözebiliyor. Yani olnarca yüzlerce karşılıksız çek üret, basit bir hareketle müeyyidelerden kurtul. Evet bu kadar basit bir hamle yeterli.
Yine önemli gelişmelerden biri de Konkordato ilan edip mahkemeden Konkordatoya dair geçici veya kesin mühlet alan şahıs veya firmanın karşılıksız çekleri için bir karşılıksız çek ceza davasında sonucun ne olacağı sorusunun cevabıydı.
Kimi mahkemeler ve BAM yüksek mahkemeleri bu tür çeklerde beraat, düşme gibi kararlar verirken kimileri de sorunun cevabını aramaktaydı.
Zaten tabir caizse ağzına kadar dolu olan mahkemeler bir sene sonrasına duruşma günü verirken, üst mahkemeler de benzer bunalımı yaşarken karşılıksız çek sanığı için bir yandan gün doğmuş şikayetçi mağdur içinse yeni bir Adaletsiz manzara ortaya çıkmışken Konkordatolu çek davaları da iyice içinden manzaralara olmuştur.
Mahkemeler de işin içinden çıkamayınca yargıda birlik sağlama adına BAM başkanla kurulu Yargıtay'a başvurarak 19.Ceza daireinden karar istedi.
Geçtiğimiz hafta verilen karar ...Şirket yasal temsilcilerinin ileri tarihli (postdate) olarak düzenledikleri çeklerle ilgili olarak, devam eden süreçte aynı şirket hakkında konkordato işlemlerine başlandıktan sonra, çeklerin bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksız çıkması halinde cezai sorumluluklarının devam edip etmeyeceği' sorusuna bir yerde cevap oldu.
Karara göre mahkeme tarafından Konkordato davasının sonucu beklenecek, Konkordato tasdik edilirse çek ceza davası düşecek, Konkordato davası reddedilirse Komiser sadece nezaret etme ile görevli ise mahkumiyet kararı verilebilecektir.
Bu hale göre Konkodato davasının yerine göre beş yıl sekiz yıl uzayabileceğini bizler bildiğimiz için de sonuç olarak Konkordato ilan eden şirketin yetkilileri bakımından karşılıksız çek davalarının aertık sonuç vermekten uzak olduğunu buradan rahatlıkla ifade edebiliriz.
En derin saygılarımla.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?