USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Baro’ların parçalanması mecliste

30-06-2020

Biraz bilgi; 

Nedir bu çatışmanın kıyametin kaynağı? Anlamaya çalışalım. Mümkün olduğunca da soruna tarafsızca bir hukuk adamı kimliği ile yaklaşmaya çalışacağım, söz!  

Efendim, 1969 tarihli tam da 199 maddelik bir Avukatlık Yasamız var. Yasamız kısaca, Avukatlık mesleğini her yönüyle tanımlıyor. Mesleğin profesyonelliğinden kamu hizmetleri yönünden amacını, meslek ve meslektaşların hak, yetki ve sorumluluklarını düzenliyor. Staj, mesleğe kabul ve çıkarma hükümleri, (uygulamada sıkıntı olan) katı reklam yasakları ve diğer disiplin hükümlerini, gelir gider prensipleri, kılık kıyafet hükümleri, vatandaşa Devlet adına verilecek ve ücretsiz adli yardımlarla ilgili prensipler. Yasa, Cumhuriyetten bu yana Avukatların hemen her ilde sadece bir tane kurulu bulunan Barolarda Başkan, yönetim, denetim ve TBB birlik delegelerinin o ildeki Avukatlar tarafından seçimini, Baroların tanım, yetki ve görevlerini, TBB delegelerinin de TBB Başkan ve yönetim denetim gibi yasal organlarının seçimini, keza TBB’nin görev yetki ve sorumluluklarını geniş şekilde düzenliyor. Bu kısa bilgilenmenin ardından çatılma ve tartışmalarla gelen yasa teklifine geçelim. Türkiye Barolar Birliği’nin Başkan, yönetim ve denetim gibi yasal organlarını hali hazırda her İlin Barosundan belli sayı ve oranda seçilmiş olan delegeler seçiyor. Seçimler iki yılda bir yapılan genel kurulda yapılıyor. TBB mesleki alan dışında da kamusal alanda önemli bir organ, pek çok kurum kuruluşa üye veren, uluslararası alanda da etkinlik gösteren, yüz binleri geçen sayıda meslek mensubunun üst kuruluşu. Bütçesi devasa, imkanları geniş. Barolar ve TBB, uzun geçmişlerinde, sosyal genleri gereği yargıya müdahale eğimli Hükumetlerle, hâkim güç ve siyasilerle sürekli bir çatışma içinde olmuştur.  Hukukun üstünlüğünü savunmak önemli bir vizyon/misyondur. Bu anlamda Barolar, diğer mesleki birliklerden ayrılan hayati ve önemli farklara sahiptir. Hatırlayalım, yakın geçmişte Fetö’nün yargı alanındaki müdahale ve oyunlarına zamanın hükumetinden dahi etkili ses çıkmazken, Hukuk ve demokrasi adına kutsal mücadeleyi sesleri kısılamamış Barolarımız ve çok az sayıdaki legal demokratik organizasyonlarımız vermiştir. Bugün Fetö’nün yaşamımıza, demokrasimize saplamak istediği hançerin boğazında kalmasında sivil direnişin, 15 Temmuz şehit ve gazilerimizin anlamı ne kadar kutsal ve büyükse; 15 Temmuz öncesinde bile sesi kısılamayan, Fetö’nün baş düşmanı, hukuk uğruna çokça bedeller ödeyen Barolarımızı, ilkeli hukukçularımızı nasıl göz ardı ederiz... 

Peki şimdi ne yapılmak isteniyor? İstanbul, Ankara, İzmir gibi beş bin ve üzeri mensubu bulunan Barolar resmen parçalanmak isteniyor. İki bin üyeyi bulan kendi Barosunu kuracak. İstanbul’da söz gelimi 10 tane Baro olacak. Bu işin sonunun sempatizanlar, belli ırka, dine, mezhebe mensup barolara kadar uzanacak olması kaçınılmaz.

Yine yasa teklifinde TBB’ye dokunuluyor. TBB organ seçiminde Büyük kentlerin Baroları çok daha az sayıda delegeye sahip olacak, ki bu teklifin bir ihtiyaçtan ziyade siyasetten kaynaklandığı aşikâr. Oysa daha dün büyük tanıtımlarla arz edilen, adına “Yargı reformu belgesi” denen strateji belgesinin Avukatlık yasasında yapılacak düzenleme ve değişiklikler faslında Barolar ve TBB’ye ilişkin bu operasyonun zerre bahsi yoktu. Meslek mensupları çok daha güncel ve önemli düzenlemeler, hukuk yaşamını rahatlatacak stratejiler beklerken; damdan düşercesine bu yasa teklifi hazırlanarak meclise sunulmaya hazırlandı. Son dikkatimizi çeken husus da Avukatlık yasasında değişiklik pek çok madde gibi gözükse de teklif sahipleri sadece 77 ve 124. Maddeleri geçirmek için önemsiz sair maddeler ilave eylemişler... Bu nüans da bir strateji galiba! Umarız meclisin özellikle hukukçu vekilleri akıl ve izanla, hak ve hukuk prensipleri ışığında böylesine garip ve sonu hayırlara vesile olmayan hükümleri yeniden değerlendirir. Saygılarımla.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?