TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, Kestel Soğuksu ve Seymen Mahallelerinde yapılması planlanan Sanayi ve Depolama Alanı ile ilgili itirazlarını mahkemeye taşıyarak yürütmeyi durdurma davası açtı.
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu söz konusu bölgede yapılmak istenen sanayi bölgesine yönelik çekincelerini kamuoyu ile paylaşmıştı...
İnşaat Mühendisleri Odası'nın Bursa açısından ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı... Kent adına duyarlılık gösteren İMO Bursa Şubesi yöneticileri süreci adım adım izledi...
26 Nisan 2024 tarihinde Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne İmar Planına itiraz etti...
İtiraza 22 Temmuz 2024 tarihine kadar herhangi bir cevap verilmemesi üzerine 26 Temmuz .2024 tarihinde süreci Bursa İdare Mahkemesine t
aşıyarak “öncelikle yürütmenin durdurulması ve takiben iptaline karar verilmesi istemiyle” dava açtı...
Göreve geldikleri günden bu yana kentin sorunlarına teknik ve bilimsel bakış açısı ile çözüm aradıklarını söyleyen İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem şunları söyledi:
“Yönetim Kurulu olarak kentin sağduyusu olmaya devam edeceğiz. Kentin Anayasası olarak nitelendirdiğimiz 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı hazırlanmadan yeni sanayi alanlarının planlanması kent menfaatine olmayacaktır. Kentin planlanma, korunma ve geliştirilme amacına uygun olmayan planlamalara itirazımız sürecektir. Amacımız gelecek nesillerimize planlı kentleşme ve doğru yapılaşmanın olduğu bir gelecek bırakmaktır. Bu sebepledir ki kent anayasası yapılmadan, yetkili kurumlar devre dışı bırakılarak kentimizin ulaşım, su kaynakları ve tarım alanlarını etkileyecek olan bu büyüklükteki imar plan çalışmalarının ‘ben yaptım oldu’larla şehrimize dayatılmasına müsaade edemeyiz. Hukuk sistemimizin adaletle gereğini yaparak iptal davamızı olumlu sonuçlandıracağına inancımız tam olmakla beraber BURSA HEPİMİZİN diyor, karar vericilerimizi sağduyulu olmaya davet ediyoruz” dedi.
LANET OLSUN İSRAİL’İN SİYONİST SS’LERİNE!..
İsrail’in Filistin’de Gazze’de yaptığı katliam, Ortadoğu’daki savaş çığırtkanlığına dünya halkları tepki gösterirken, emperyal ülkelerin yöneticileri ise alkış tutuyor... Bu alkışlara bir tepki de toplumsal fayda timsali sanatçı Haluk Levent’ten geldi.
Haluk Levent X hesabından yaptığı açıklamada ABD Senatosu’nun Netanyahu’yu defalarca alkışlamasını lanetledi...
“Müslüman - Hristiyan fark etmeden tüm az gelişmiş ülkelerin halklarının son 70 yıllık tarihi Amerika’ya öfkeyle geçmiştir.
ABD’nin hiç suçu olmayan bir konuda bile suç direkt ABD’ye bırakılacak komplo teorileri ile kapatılırdı.
Nerdeyse komşumuz Hüseyin amcanın bile CIA elemanı olduğunu yuttururdu eski abilerimiz.
Bu konuda Amerika düşünce kulüpleri yıllardır bu algıyı silmek için çok araştırma yaptı, sonuçları kamuoyu ile paylaştı ve ABD bu algıyı silmek için çok çaba sarfetti.
Hollywood filmlerine insan hakları ve kahramanlık destanları yazdırarak milyar dolar harcadılar, tüm ülkelerde konferanslar düzenlediler.
Ama şimdi ?
Şimdi bu 18 saniyelik video 70 yıllık algının çok daha fazlasını üretecek tüm dünyada.
Kötülüğün vücut bulmuş halini ayakta alkışlayan Amerika.
Mazlumları, 35 bin bebeği gözünü kırpmadan öldüren bir insanlık düşmanını ayakta alkışlayan Amerika.
Çok değil 15-20 yıl sonra Netenyahu’nun tutuklanması için koşturacak olan Amerika.
Ve uzun vadede sonunu bu görüntüler getirecek ABD’nin.
Lanet olsun sana temsilciler meclisi!!!”
Bir lanet de benden gitsin Faşist ırkçı Netanyahu’ya ve şakşakçılarına... Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik alçakça tehditler savuran İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’a da lanet olsun...
Hepsi de birer Nazi olan Netanyahu ve kabinesi Filistin halkını yok etmek için her şeye başvuruyor. Çocuk, kadın, yaşlı, genç 40 bine yakın Filistinli öldürüldü.
Kaldırılamayan enkazların altında kaç cenazenin yattığı bilinmiyor. Binlerce Filistinli ise İsrail cezaevlerinde işkence altında tutuluyor...
Basına yansıyan işkence yöntemleri, dünyanın tüm faşistlerin aynı emperyal kanaldan beslenip eğitildiğini gösteriyor.
12 Eylül faşistlerinin işkencesiyle Latin Amerika’daki darbecilerinki aynıydı... Onlarınkiyle de İsrail’in Siyonist SS’lerinin de işkenceleri aynı... Ülkelerin halkları ile yöneticileri aynı çizgide değil. Üniversiteler bazında Gazze katliamına en sert tepkiyi ABD Üniversite öğrencileri ve akademisyenler gösterdi. Dünyanın pek çok ülkesinde İsrail protesto ediliyor... İsrailliler de her gün Netanyahu hükümetini protesto ediyor...
Zaten Ekim’deki Hamas saldırısı olmasaydı, İsrail halkı Netanyahu’yu koltuğundan indirecekti.
(Bu da işin bir başka yanıdır... İsrail Derin devletinin Gazze’yi yerle bir etmek için bile bile göz yumduğunu düşünüyorum. Tıpkı 11 Eylül saldırılarından bir ay geçmeden ABD’nin Ekim 2001’de Afganistan’I, 2003’te Irak’ı işgal etmesi gibi...)
OLİMPİYAT MEŞALESİNİ ROBOT AYAKLARIYLA YÜRÜYEN FELÇLİ PİETTE TAŞIDI... “İYİ Kİ BİLİM VAR, İYİ Kİ BİLİM İNSANLARI VAR...”
Paris yaz Olimpiyatları’nın açılışı çok görkemliydi... Bazı gösteriler Türkiye muhafazakar kamuoyunda tepki alsa da bir festival havasında açılış gerçekleştirildi. Statta yapılan katılımcı ülkelerin resmi geçidi bu defa Sen nehrine taşındı. Ülkelerin sporcuları teknelerle resmi geçit yaptı. Türkiye de 106 sporcuyla katıldı... Sporcuların giysileri medyada ve sosyal medyada en çok tartışılan konular arasında yer aldı.. Hakikaten de pijama gibi, ben de hiç beğenmedim. Sporcuların başarıyla gündem olmasını tercih ederiz...
Bu arada geleneksel olimpiyat meşalesi bu yıl yürüme engelli olup robot bacaklarıyla yürüyebilen Piette tarafından taşındı...
Prof. Dr. Güner Sönmez’in Piette’ye atfen yaptığı şu paylaşım çok anlamlıydı:
“Tarihi bir an... Geçirdiği kaza nedeniyle 11 yıldır belden aşağısı felçli olan Kevin Piette, tasarlanan robotik yürüme cihazıyla bugün Paris Olimpiyat meşalesini taşıdı. İyi ki bilim var. İyi ki insanlık için uğraşan bilim insanları var...”
Ne diyelim hocam... İnsanlık için çalışan tüm bilim insanları... İyi ki varsınız...
