Bursaspor Camiası yönetimi, teknik heyeti, futbolcuları, tribünü ile ait olduğu Süper Lig'e dönüş yolculuğuna başladı. Arada küçük aksaklıklar da olsa da Başkan Enes Çelik ve Yönetim Kurulunun hızlı reaksiyonları ile o sorunlar çarçabuk çözülüyor.
Yalnız bunların içinde stat zemini sorunu baş ağrıtacak gibi duruyor.
Tamam çatılar nedeniyle güneş ışığı almada sıkıntı var; ancak aynı sıkıntıya sahip başka statlarda bu sorun yaşanmıyor.
Hatırlarsınız, Atatürk Stadı yapılan değişim ile Türkiye'nin en iyi zemininde sahip stadı haline gelmişti.
2010 da Atatürk stadyumu 23 Mayıs'ta kazilmaya başlandı . Topraklar kaldırıldı 5 metre derine girildi. Drenaj yapıldı, ısıtma sistemi yapıldı üstüne torf atıldı ve sonra çim serme işlemi gerceklestirildi.
2.5 ayda hepsi bitip halı gibi sahada maça çıktı Bursaspor Ağustos 2. haftasında.
Bu sezon 3,5 ayda derin kazı falan olmadığı halde hazırlanamadı zemin.
Atatürk Stadı'nda o değişimi yapan zemini baştan sona yenileyen ise bir İzmir firmasıydı.
O firma golf sahaları da yapabilen ki futbola göre çok daha hassasiyet ister, bir firmaydı.
O dönemde Muhittin İpek de çalışmalara destek verdi ancak ifade ettiğim gibi işin büyük bölümünü yapan o İzmir firmasıydı.
Sonrasına birden bire Muhittin İpek ismi öne çıktı.
Çim uzmanı ilan edildi.
O döneme ve konuya vakıf kişilerle ara ara görüştüğümde İpek'in kamuoyunda algılandığı gibi sıfırdan zemini yapmada yeterli donanıma sahip olmadığı, hatta çim yetiştirme ve serim aşamasında çok yanlış uygulamalar yaptığı en fazla bakım aşamasında görev alabileceği bana aktarılıyor.
Çoğunlukla Muhittin İpek'in kontrolündeki sekiz yılda bir türlü düzeltmeyen zemin bu söylemlerin doğru olduğunu da gösteriyor açıkçası.
Hatta son maçta gördük futbolcuları sakatlayacak boyutta zemin havaya kalktı. Kusurları kapatılsın diye çimleri uzun bırakılan ki bu da futbol oyunu için ters bir durumdur bir zemininiz var.
Saha sonuçlarına direkt etki edebilecek bir sıkıntı bu.
Bursa'ya milli maç verilsin falan deniyor da bu zemine milli maç vereceklerini sanmıyorum.
Velhasıl kelam bahsettiğim İzmir firmasının kapısını yine çalmakta fayda var diye düşünüyorum.
Zira görülüyor ki Muhittin Bey'in çalışmaları yeterli olmuyor.
