USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Oradan buradan

13-05-2024

Rivayet o ki, Almanya başbakanlığı döneminde sayın Angela Merkel kimsenin yanıtlayamadığı bir şey söylemiş. Şöyle demiş Merkel: “Hindistan ve Çin, birlikte 2.500.000.000 (iki milyar beş yüz milyon) nüfusa sahip. 150 tanrıları, 800’den fazla inançları var ve barış içinde yaşıyorlar. Müslümanların ise bir Allah’ı, bir Peygamberi, bir dini, bir kitabı var. Ama sokakları birbirinin kanıyla kıpkırmızı! Katili de “Allahu ekber” diyor, kurbanı da “Allahu ekber” diyor! Ve her iki taraf da öldürülenlere şehit diyor! Bir türlü anlayamıyorum.”

Siz anlıyor musunuz? Afganistan’ı, Suriye’yi, İran- Irak savaşlarını, Müslüman Afrika ülkelerini, Libya’yı düşünün. Müslüman, neden kardeş kanı akıtır. Hem de dinimizde öldürmek büyük bir günahken. Belli ki en önemli nedeni cehalettir. Tek neden olmasa da, kolayca menfaat peşinde olanların oyunlarına gelip aldatılıyor, kullanılıyorlar desek yanlış mı?

                                                               **

 Sayın Hüsamettin Cindoruk, Türk siyasetinde izleri olan bir liderdir. Gençler hatırlamayabilir ancak 30 yaşın üzerindekiler bilir. Şöyle demişti. “O zamanlar biz sayın İsmet İnönü’nün asker kaçağı olduğunu söylerdik ve de inanırlardı. Düşünebiliyor musunuz; adam hem Paşa, hem garp cephesi komutanı, hem de asker kaçağı. İşte Türk Milletinin düşmanı, bu cehalettir.”

 Sayın Cindoruk’un bu son cümlesine katılmamak mümkün mü? Pek çok siyasi, bilim insanı, akademisyen ve akil insanımız, cehaletin toluma ve ülkeye verdiği zarar konusunda fikir birliği içindedir. Peki buna çözümler bulmak yerine, neden giderek derinleşmesine fırsat tanınıyor?

                                                             **

 Müteahhit Ali Ağaoğlu bir süre önce şöyle demiş: “1970’li yıllarda İstanbul’un Anadolu yakasında yapılan yapıların büyük bir kısmına inşaat malzemelerini ben sattım. Kumları Marmara denizinden, demirleri hurdadan çektik. O zamanların şartlarında en iyi malzeme buydu. Sadece biz değil, tüm firmalar aynı şeyi yapıyordu. Deprem olursa İstanbul’a ordu bile giremez, ölen şanslıdır.”

 İnternet haberlerinde TBMM’nin yeni bir İmar barışı için hazırlık içinde olduğu şayiaları dolaşıyor. Söylendiğine göre, vatandaş bunun beklentisi içindeymiş. İnternet haberleri ciddi bir bilgi kirliliği içinde. Muhakkak ki bu da doğru değildir. Ne var ki Cehalet’in sınır tanımadığı da kesin bir gerçek. 11 ilimizi yerle bir eden, binlerce insanın can verdiği son deprem, bu kadar çabuk unutulmuş olamaz. Öyle ki henüz enkazların kaldırılamadığı illerimiz var. TBMM’den yeni bir imar barışı yasası çıkacağına inanmak mümkün değil. Ancak tarihe bakınca olası mıdır? Evet, olasıdır. İşte sözün ve aklın bittiği yer, orası olsa gerek.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?